Terapi Ne Kadar Sürer?
Geleneksel terapi seanslarında terapistler, hastalarıyla genellikle haftalık veya iki haftada bir kez görüşme gerçekleştirirler. Bununla birlikte, ihtiyaçlara ve hedeflere bağlı olarak herkese uyan tek bir yaklaşım şekli yoktur. Bazı terapi seanslarında günlük seanslar gerekirken bazı seanslarda ayda bir kez görüşme gerçekleşebilir.
Online terapi yönteminde de bazen aylarca bazen de uzun yıllar boyunca devam etmesi gereken terapiler bulunmaktadır. Bu durum tamamen terapi gören kişinin ihtiyaç ve hedeflerine göre değişmektedir. Ancak online terapide zaman ve süreye bağlı kalmaksızın yapılan iletişim sayesinde terapi süreci geleneksel tedavi yöntemlerine oranla daha kısa olabiliyor.
Terapi uzmanı Cynthia Catchings bu durumu şu cümlelerle özetlemiştir; “Yıllardır, ayda bir kez ve haftada bir kez olmak üzere terapi seansları yaptığım müşterilerim var. Müşteriler arasında uzun zamandır yaptığım gözlemlerde ciddi benzerlikler gördüm. Bunlar depresyon, anksiyete veya bağımlılık sorunlarıydı”.
Pek çok terapi uzmanı da benzer görüşler ortaya koymuşlardır. Bazı hastalarıyla çok uzun yıllardan beri görüşmeler gerçekleştirdiklerini ve çok uzun bir sonra sorunlarını çözümlediklerini belirtmişlerdir. Bazen terapiler bir hayat boyu sürmesi gerekebiliyor.
Bir Terapist Bulmak Hayatımın En İyi Kararlarından Biriydi!
Gelişen ve buna paralel olarak karmaşıklaşan dünyamızda pek çoğumuz bir terapiste ihtiyaç duyabiliyoruz. Bu terapist bazen çok yakın bir arkadaşımız bazen aile üyelerimizden birileri olabiliyor.
Ancak hayattaki her istek ve problem karşısında profesyonel destek almak çok önemlidir. Özellikle depresyon ve anksiyete gibi ruhsal problemler karşısında en güzel çözüm uzman desteği almaktır. Ancak konuyu yalnızca ruhsal problemlere indirgemek hatalı olabilir. Hayatta karşılaşabileceğimiz pek çok zorluk karşısında da uzman terapistlere başvurmamız gerebilir.
Elizabet Su, kendi terapi süreci ile ilgili olarak ‘’bir terapist bulmak hayatımın en iyi kararlarından biriydi’’ şeklinde özetlemiş ve yaşadığı süreci şu şekilde anlatmıştır;
‘’O zamanlar, travma sonrası stres bozukluğu semptomları ( yaşadığımın tam olarak ne olduğunu bilmiyor olmama rağmen), yeme bozukluğu ve yüksek kaygı seviyeleri (çok yüksek düzeyde) ile mücadele ediyordum. İş hayatımın ve performansımın çok olumsuz etkilendiğini, hayatımın parçalandığını ve ne yapacağımı bilmiyordum.
Bir terapist ile iletişime geçmemek için her türlü bahaneyi buldum. Sürekli olarak yeterli zamanım yok, terapi çok pahalı, bunu kendi başıma halledebilirim şeklinde kendime bahaneler uydurdum. Ama yaşadıklarımın sonunda, bir profesyonelden yardım almanın daha iyi hissetmem için tek yol olduğunu biliyordum ve bunun işe yaramasını istiyordum.
Birlikte çalışmaya başladığım terapistime sürekli olarak ne zaman iyileşeceğimi sordum. Terapi seçimimin olumlu sonuç vermesine inanmak istiyordum. Sonuçları en kısa zamanda görmek ve yeni edineceğim “mutlu hayatım” ile yeniden başlamak istiyordum.
Ancak bunun o kadar basit olmadığını çabucak fark ettim. Terapistim bana düz bir cevap vermek yerine, bedenim ve zihnimle nasıl check-in yapmam gerektiğini, belirli bir düşünce, duygu veya durum hakkında nasıl hissettiğimi fark etmeyi öğretti. İyileşmemin en önemli etkeni, bedenimin ruhsal mükemmelliğini kavramak ve her problemde kendim dışında cevaplar aramak yerine kendimi tanımaktan geçtiğini öğrendim ‘’
Terapinin Etkili Olacağına Dair Gözlemler
Uzmanlar genel olarak şu septomları gösteren kişilerin terapi için hazır olduğunu ve problemlerini çözme konusunda kararlı olduklarını düşünmektedirler.
– Yaşanılan durumdan nefret etme,
– Hayatı etkileyen olumsuz duygulardan bıkkınlık,
– En kısa zamanda bir uzman terapistle görüşme isteği,
– Terapi seansları sonrası sonraki seansları planlama,
– Seanslara düzenli olarak katılım,
– Terapistten gelen önerilere açık olma,
Terapi Sonrası İyileşme Belirtisi Nedir?
Terapide her iletişim ve görüşme hastayı güçlendirmek için çok iyi bir fırsattır. Önemli olan doğru tekniklerin ve terapötik araçların kullanılmasıdır. Ayrıca doğru tekniklerin kullanılması, terapiye katılanlar tarafından iyileşme sürecinin kendi sorumluluklarında olduğunu görmeleri açısından önemlidir.
Terapide geçen süre çok kişiseldir ve kişisel ihtiyaçlara, hedeflere ve kaynaklarınıza bağlıdır. Terapistler tarafından önerilen seans sayısı duruma ve tedavi türüne göre değişir. Genel olarak psikoterapi müşterilerinin çoğunluğu 3 ay sonra daha iyi hissettiklerini belirtmişlerdir. Ancak depresyon ve anksiyetesi olan kişilerde daha kısa ve uzun zaman aralıkları gözlemlenmiştir. Genel olarak 1-2 ay ve 3-4 gibi sürelerde belirgin iyileşmeler yaşanmaktadır.
Travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlar, hastaların % 50’sinin iyileşme hissetmesi için yaklaşık 15-20 seans sürer. Bilişsel Davranışçı Terapi ile tedavi edilen bazı hastaların yaklaşık 10-20 seanstan sonra daha iyi hissettiklerini belirtmişlerdir. Sadece daha basit terapi hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerde daha kısa sürede başarılı neticeler alınmıştır.
Ancak, terapinin sadece bir problemi çözmenin bir yolu değil, aynı zamanda sonraki yaşamımız için yeni bir yaşam tarzı olduğunu da bilmemiz gerekir. Örnek vermek gerekirse spor salonuna gidip vücudumuzu korumaya çalışmamız gibi, terapi de zihnimiz, kalbimiz ve ruhumuz için egzersizdir.
Terapi gören kişiler, yıllar içinde, terapinin kendileri için bir kerelik sorunları düzeltmekle ilgili olmadığını daha ziyade, akıl sağlığını düzenli olarak korumakla ilgili olduğunu söylemektedirler.