Tırnak Yeme ve Benzeri Kötü Alışkanlıklara Yaklaşım
Günlük hayatta pek çok alışkanlığımız vardır. Mesela yemekten önce ve sonra el yıkamak, sabah ve akşam dişlerimizi fırçalamak, uyumadan önce pijamalarımızı giymek… Aslında gün içerisinde pek de üzerine düşünmeden yaptığımız birçok alışkanlığımız bulunur. Bu alışkanlıkların çoğu da bizim için faydalıdır. Ancak bazen pek de yararlı olmayan kötü alışkanlıklara da sahip olabiliriz. Çocuklarda bunların en bilineni ve en sık görüleni tırnak yemedir. Parmak emme, tırnak etlerini yolma, parmaklarını çıtlatma, saçla oynama veya yolma, yara kabuklarını yolma, giysi çiğneme veya emme, burun karıştırma kötü alışkanlıklara verilebilecek diğer örneklerdendir. Ve bu liste daha da uzatılabilir.
Peki, neden ve nasıl çocuklar böyle tırnak yeme gibi kötü alışkanlıklar edinir?
Çoğu zaman bu alışkanlıklar ilk kez yapıldığında bir amaca hizmet ediyordur. Örneğin, sertleşmiş ve takılan bir tırnak etinden kurtulmak için tırnak eti koparılmıştır. Veya tırnağın düzgün olmayan kenarlarını düzeltmek için tırnak dişlerle koparılmıştır. Daha sonrasında bu davranış bu temel amacın dışında ek avantajlar da sağlamaya başlar. Örneğin, tırnak yeme davranışı çocuğun ellerini meşgul eder, özellikle gergin, stresli olduğunda biraz rahatlamasına yardımcı olur, dikkatini bir noktada toplamasını sağlar. Bazen de başka birisinin yaptığını görüp merak eder ve dener. Sonrasında yine ek avantajlar nedeniyle de davranışı sürdürür. Ancak bir süre sonra tırnak yeme gibi bu davranışlar yerleşir ve kötü alışkanlıklar haline dönüşür. Çoğu durumda kötü alışkanlıkların altında yatan başka duygusal sorunlar bulunmaz. Bu çocuklar genelde diğer çocuklardan daha kaygılı, daha mutsuz değillerdir. Ancak bazen kötü alışkanlıklar kaygı bozukluğuna eşlik de edebilirler.
Çocuğumuzu tırnak yeme gibi kötü alışkanlıklardan nasıl kurtarabiliriz?
Öncelikle çocuğun tırnak yeme alışkanlığını fark etmesi ve ondan kurtulmak istemesi gerekir. Çoğu zaman çocuk tırnak yeme alışkanlığının farkında olmaz veya rahatsız değildir ve ebeveynleri, öğretmenleri fark edip çocuğu uyarıyordur. Bazen bu durum iletişimde çatışmalar yaşanmasına sebep olabilir. Burada çatışmanın önüne geçmek için öncelikle ailelere uyarmayı bırakmaları önerilir. Çocukla yapılan görüşmede kötü alışkanlıklarına olan farkındalığı üzerine çalışılır ve alışkanlığını değiştirebilmek için motivasyon oluşturulur. Bu iki koşul sağlandıktan sonra mevcut davranışı engellemek ve değiştirmek için plan yapılır.
Örneğin, tırnak yeme sorunu olan bir çocuğun tırnaklarını en çok yediği zaman olan ödev zamanı parmaklarını yara bandıyla kapatarak tırnak yemesinin engellenmesi planlanabilir. Benzer şekilde, saç yolması olan bir kız çocuğunun saçlarını atkuyruğu şeklinde toplamasını sağlamak buna örnek olarak verilebilir. Sonrasında bu kötü alışkanlığı yapmak istediğinde davranışını zararsız başka bir davranışla değiştirmek önerilir. Örneğin, parmaklarını çıtlatma isteği olduğunda küçük bir lastik topla ellerini oyalamasının sağlanması veya giysisini emmek istediğinde ağzına bir şeker alıp onu emmesi gibi. Bu kötü alışkanlıkların yerine ek avantajları sağlayabilen ve zarar vermeyen yeni alışkanlıklar konuldukça zaman içerisinde kötü alışkanlıklar unutulur. Burada; her çocuğun kötü alışkanlığı nerede, ne zaman, ne yaparken daha sıklıkla oluyor saptanması ve kendi özelinde yapılabilecek müdahalenin planlanması önemlidir. Yani müdahalede tek bir yöntem olmayıp çocuğun ihtiyaçlarına göre planlama yapılır.