Otizmin temel belirtilerinin ilaçla tedavisi şu an için yoktur. Otizmin temel belirtilerine yönelik bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış tek şey her çocuğa özel, yoğun eğitsel tedavi yaklaşımlarıdır. Daha öncesinde bahsettiğimiz üzere otizm tanısı almış her çocuğun belirtilerinin şiddeti birbirinden farklıdır. Dolayısıyla eğitsel tedavide üzerine çalışılacak alan da otizmli çocuğun ihtiyaçlarına göre şekillendirilmelidir. Sosyal iletişim alanı, dil alanı, tekrarlayıcı hareketler veya duyusal hassasiyetler gibi tüm alanlarda gereksinimler belirlenmeli, uygulama planları oluşturulmalıdır. Planlar doğrultusunda sosyal beceri eğitimi, ebeveyn eğitimi, konuşma terapisi, davranışçı terapiler gibi çeşitli yöntemler kullanılır.
Görüldüğü gibi otizm tedavisi pek çok alanda, alanın uzmanlarıyla çalışılması gereken bir durumdur. Eğitsel tedavi süreci çoğu durumda yıllarca sürmektedir. Otizm tedavisinde öncelikli hedef başkasına bağımlılığını azaltmak ve yaşam kalitesini arttırmaktır.
Otizm tedavisinde çocuk psikiyatristinin rolü belirtilerin şiddetinin takibi ve eşlik eden davranışsal sorunlar ve diğer psikiyatrik bozuklukların tedavisidir. Otizmde eşlik eden diğer psikiyatrik bozukluklar oldukça sıktır. Bazı durumlarda bu sorunlara yönelik ilaçla tedavi müdahaleleri yapılabilir. Bu sebeple mümkünse sabit bir çocuk psikiyatristiyle belirli aralıklarla kontrol muayenesinin yapılması fayda sağlayacaktır.
Yakın zamana kadar otizmin ömür boyu süren bir bozukluk olduğu düşünülmekteydi. Ancak son dönemde yayınlanan çalışmalarda bazı vakaların takipte tanıyı kaybettikleri belirtildi. Şu an için hangi hastaların tanıyı kaybedeceğini veya hastalığın nasıl seyredeceğini söyleyebilmek mümkün değil. Ancak çalışmalar otizm tanısını kaybeden grubun genelde erken yaşta eğitsel tedavilere başvuran, yüksek zekalı ve konuşma becerilerini erken dönemde kazanabilen grup olduğunu bildirdi. Bu nedenle erken dönemde otizm tanısının konulup çocuğun bireysel eğitime yönlendirilmesi gidişat açısından önemli gözükmektedir.